Ahmet Veli OLGUNDENİZ
Bana göre tüm zamanların en büyük dedektifi Sherlock Holmes'tür ki adı "Şarlok Holms" diye okunur. Holms'ün adı kadar giydiği kıyafetler de çok enteresandır. Ters çevrilmiş çaydanlığa benzeyen şapkası, kısa pelerini andıran paltosu... İlginç bir adam yani. Beni en çok sinirlendiren Dr. Watson'a, (ki "Vatsın" diye okunur) olan tavrıdır. Bütün ayak işlerinde onu kullandığı halde bir günde başını okşayıp, sırtını sıvazlamamıştır.
Holms'ü başarılı bir dedektif yapan en önemli meziyeti üstün zekalı olması değildir bence. Bütün sır bakışlarında. Kaşını yukarı kaldırıp o soğuk İngiliz edası ve delici bakışlarıyla sorguladığı kişinin gözlerine kenetlendiğinde zanlının hiç şansı kalmıyor.
Sezar'ın hakkı Sezar'a... Şarlok, tüm davalarında şüphelileri dinleme konusunda ustadır. Söyleneni ve söylenmeyeni anlama kabiliyeti, pek çok suçu başarıyla çözmesine yardım eder. Peki bu nasıl oluyor?
Konuşmak iletişim kurmanın araçlarından sadece birisidir. Biz konuşmadan da karşımızdakine bir şeyler iletebiliriz. Bir defasında Holms konuştuğu kişinin el hareketlerini yorumlayarak sonuca ulaşmıştı. İletişimde mesajlar sözlü ya da sözsüz gönderilir. Sözsüz iletiler jestler, tavırlar, mimiklerdir. Gönderilen mesajı doğru yorumlayabilmek için iyi bir dinleyici olmak sağlıklı iletişimin ön koşulu.
ACELE ETMEYİN!
İyi bir dinleyici cevabını hazırlamak için karşısındakinin konuşmasını bitirmesini bekler. Bazı dinleyiciler karşılarındakilerin ne diyeceğini bildiklerini varsayıp dinlemeyi bırakır, daha karşısındakinin konuşması bitmeden vereceği cevap hazırdır. Halbuki insanlar genelde söylemek istedikleri en önemli noktayı sona bırakırlar. Karşınızdakinin sözlerini sonuna kadar dinleyip, yanıtınızı sonra hazırlamaya başlayın.
ÖZEL YAŞAM
Özellikle iş yaşamında iletişim kurduğumuz insanları tam olarak dinleyebiliyor muyuz? Ya anne ve babalar çocuklarını layıkıyla dinlebiliyor mu? Ya sevgiliniz, kardeşiniz veya arkadaşınız? Eğer sevgilinizi doğru şekilde dinleyip sözlü ve sözsüz mesajlarına kafa yorsaydınız belki bugün yalnız kalmayacaktınız. Belki de çocuğunuz istemediğiniz davranışları göstermeyecekti.
Eğer yöneticiyseniz insanların layıkıyla dinlemek sizin için olmazsa olmaz bir kuraldır. Konuşan kişinin gözlerine bakmak, konuşan kişiye doğru eğilmek, dokunmak, başı aşağı yukarı doğru sallamak, gülümsemek... Özellikle bir çocukla konuşulduğunda, ya çocuğun hizasına gelecek şekilde çömelmek, oturmak veya çocuğu kendi boyumuza göre yükseltmek, kucağa almak, yüzüne bakmak. Bunların hepsi muhatabınıza onu can kulağıyla dinlediğiniz mesajını veren işaretlerdir. Ayrıca "Hı hı.." , "Hmm..", "Oh!", "Ya", "Evet", "Anlıyorum", "İlginç", "Öyle mi?" gibi sözlü işaretler sizin onu takip ettiğinizi daha açık bir şekilde belirler.
İyilikle kalın