SunExpess'le Erzincan yolculuğu

Bakan'ı olan kentle
Bakan'ı olmayan kent

Ulaştırma eski Bakanı Binali Yıldırım, "İki türlü canlı vardır" dedi, "Birisi normal canlı diğeri ise Erzincanlı". Bakan esprili bir siyasetçi.
Türkiye'nin önde gelen havayolu şirketlerinden SunExpress'in Erzincan'a başlattığı seferlerin ilk uçuşunda, geniş bir protokolle kente gidiyoruz. Uçakta Bakanın yanı sıra Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü Orhan Birdal, SunExpress Genel Müdür Yardımcısı Hacı Say'ın yanı sıra Mehmet Tiryaki, Kemal Çolakoğlu ve Geza Dologh gibi İzmir iş dünyasının önde gelen isimleri de bulunuyordu.
VIP sıralarında Yıldırım'la sohbet devam ediyor. "Erzincan'ın nesi meşhur" diye soruyorlar. Hemen cevaplar yükseliyor; bakır işlemeciliği, tulum peyniri, leblebisi... Derken yanımda oturan Çeşme Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Mustafa Genger atılıyor, "Bakanı meşhur, bakanı..."
Ziraat Odası Başkanı Sedat Köse "Ama o da yenmez ki!" diye gülümseyerek yanıtlıyor.

Yaklaşık iki saat süren bir yolculuktan sonra Erzincan'a indiğimizde, gerçekten "kentin bir bakanı" olduğunu anlıyoruz. Modern bir havaalanı, karayolları, üniversite, bilişim merkezi... Sayın Yıldırım kente damgasını vurmuş. Kentte büyük bir sevgiyle karşılanıyor.

Özellikle havaalanı kente ciddi bir hareketlilik getirebilir.
Ulaştırma Bakanlığı'nın yedi yıl önce attığı liberalleşme adımları sonucu iç hatlarda pazar çığ gibi büyümüş. "2002 yılında 8.7 milyon kişi olan Türkiye'nin iç hatlarındaki yolcu sayısı, 2010 yılında 52.2 milyon kişiye ulaştı" diyor Sun Express Genel Müdür Yardımcısı Hacı Say. Bu rakam pazarın her yıl yüzde 25 büyümesi demek.
Evet, uçak yolculuğuna olan ilginin arttığı bir gerçek, ancak burada farklı bir takım açılımlar da olmalı bence. Mesela uçak yolculuklarında vergi ile beraber ortaya çıkan farklı uygulama ve fiyatlandırma politikaları daha anlaşılabilir bir tarzda dizayn edilebilir.
Ayrıca atılabilecek en önemli adımlardan biri fiyata göre değişmez "vergi" yapısının bir şekilde dönüştürülmesi ve fiyata duyarlı bir hale getirilmesi. Kısaca düşük fiyata düşük vergi anlayışı çok şeyi değiştirebilir.
Öte yandan vergi kalemlerine bakıldığında, akaryakıt harcı, KDV ve havalimanı giriş bedeli gibi değişik adlar altında alınan, ancak vergi kalemi altında toplanan tutarların aşağı çekilmesi, sonuç itibariyle tüketiciye yansıtılacak miktarlarda da düşüşe neden olur. Uçak kullanımı daha da alt gelir grubuna yayılabilir. Bakanla belki bu konuyu konuşmak lazım.
Evet, ulaştırma ile ilgili konuşulacak çok konu var. Neyse uzmanlık alanımın daha fazla dışına çıkmayayım.

Kentte kısa ama hızlı bir tura başlıyoruz. Tipik bir Anadolu kenti. Temiz yüzlü ama genelde muhafakazar bir yapı. 1939 yılında yaşanan deprem felaketi kentin tarihini, geçmişi adeta silmiş süpürmüş. 39'dan sonra yeni bir Erzincan kurulmuş. Deprem öncesinden sadece iki metruk yapı kalmış. Bir şehir için ne büyük felaket değil mi?

Elbetteki bütün Anadolu şehirleri bizim için sevimli ama Erzincanımız bana bir cazibe merkezi gibi gelmedi açıkcası. Bir doğa harikası olan Girlevik Şelalesi ve şifalı böğert maden sularının aktığı Ekşisu mesire yerini gezdik. Her gelinin şişelerini doldurabildiği bu şifalı bögert maden suyunun anemiye, mide, bağırsak ve safra yolları hastalıklarına iyi geldiği tespit edilmiş. Şişelenerek, yurt çapında dağıtımı yapılıyor. Bir de kentte "bilişim merkezi" kurulmuş. Yani bildiğiniz çağrı merkezi. Meşhur bakırcılar çarşısını gezdik. Top topu 4 tane açık bakırcı dükkanı vardı. Tekstilcilerin sayısı daha fazlaydı.

Dönüş yolculuğunda İzmir ve Erzincan'ı şöyle bir kıyasladım. Evet, Erzincan'ın bir "bakan"ı var, ancak kenti cazibe merkezi haline getirebilecek yaratıcı, yenilikçi, aktif, proje geliştiren ve uygulayan sivil inisiyatifleri yokmuş gibi duruyor. İzmir'de ise hevesli çok, projeler havada uçuşuyor ancak kentin bir "bakan"ı yok.

Son söz olarak SunExpress için birşeyler söylemek isterim. Şirketleri rakamlar ve pazar payları üzerinden değerlendirmeyi pek doğru bulmam. Birinci gösterge tüketiciler, ikincisi de çalışanlardır. SunExpress'de çalışmak isteyenlerin sayısının giderek arttığını biliyorum. Bu önemli bir gösterge. Öte yandan uçuş ekibinden yer hizmetlerine ve yönetici kadroyu kadar herkesin özenli, mutlu ve özgüvenli olduğu hissettim. Bunların anlamı şirkette profesyonel ve adanmış bir yönetim anlayışının hakim olduğudur. Böyle olunca da rakamlara bakmaya gerek kalmaz. Ne diyelim, iyi uçuşlar...

İyilikle kalın..

  
2300 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Üyelik Girişi
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam40
Toplam Ziyaret240320